Peki ne farkları kaldı AKP'ye oy veren "koyun"lardan?
18 Haziran 2013 Salı
#duranadam
#duranadam bir anda gündem oldu. Bazı hassasiyeti yüksek kişilerin "bu eylem tek başına yapılırsa anlamlı" uyarılarına aldırmadan insanlar #duranadamın arkasında sıraya girdi.
Peki ne farkları kaldı AKP'ye oy veren "koyun"lardan?
Peki ne farkları kaldı AKP'ye oy veren "koyun"lardan?
16 Haziran 2013 Pazar
Bol bol boş vakti olunca,
durup bol bol düşünüyor insan. Atılan tweetler, yapılan haberler, yazılan
yazılar… Her şeyi okuyup kendince yorumlar yapmaya başlıyor. Sonra kendi de
yorumlar yapmak istiyor. Birilerini haklı, birilerini haksız bulmak; birilerini
yüceltirken diğerlerini alçaltmak, yerin dibine sokmak…
Böyle oluyor çünkü hep; sadece siyah ve beyaz
varmış gibi. Herkes beyaz ama karşıdaki siyahmış gibi. Oysa hayatta griler de
var. Bazen beyaz zannettiğiniz kendiniz bazen de siyah zannettiğiniz karşınızdaki
gri olabilir. Durup düşünmek gerekirken “gri” ihtimalleri de peşin hükümlü
olmak daha kolay geliyor insanlara. Tek bir pencereden bakıp, tek doğru varmış
gibi gören. Herkes her yaptığını doğru meşru görüyor. Herkes kendince mantıklı,
dürüst, güvenilir. Herkes güzel bir Türkiye'de yaşamak için çalışıyor.
Peki amaç ortaksa niye anlaşamıyor bu
insanlar?
Çünkü o insanlar mantıklarını bir kenara
bırakıyorlar, en mantıklı düşündüklerini zannettikleri anlarda bile. Yıllarca
özgürlüğümüz kısıtlanıyor diye haykırışlarını duyurmaya çalışanlar şimdi
başkalarının özgürlük çağrısını duymuyor. Ve her şeye herkese özgürlük
istediklerini savunan insanlar sadece kendilerine az çok mantıklı gelen –ama desteklemedikleri-
düşüncelere özgürlük tanıyor. Bu kadar çelişkinin olduğu bir ortamda sağlıklı
düşünen insanların varlığından söz edilebilir mi?
Vakti zamanında “taraf
olmayan bertaraf olur” demişti birisi. Şimdi onun karşısında yer aldığını
söyleyen insanlar bile bununla hemfikir gibi herkesi taraf etme eğiliminde.
Kendisinden olmayanlar; koyun, aptal, makarna ve kömüre kanan kör cahil
yobazlar. Demokrasi isteyen bu insanlar “dağdaki çobanla benim oyum bir mi”
diyen şahsın tam karşısında yer alması gerekirken tıpkı onun zihniyeti ile
hareket edip kendileri gibi düşünmeyen insanların demokraside yeri yokmuş gibi
davranıyorlar. Üstelik yüzde elli oy alan başbakanı sadece ülkenin yarısının
başbakanı olmakla suçlarken.
Öte yandan bir kesim de
intikam peşinde. Yıllar boyunca çevrede kalmış kesimin şimdi merkez rolünü oynamasının
getirdiği bir sonuçla. Kendilerince doğru olduğuna inandıkları değerlerini eski
merkezin elinden kurtarmış ve “kendi”
insanlarını özgürlüğe kavuşturmuşken, şimdi kendi çektikleri “zulmü”
diğerlerine yaşatma peşinde. Üstelik insanların yaşama hakkını bile hiçe
sayarak.
Düşününce yazacak çok şey
buluyor insan. Çünkü düşüncenin sonu yok. Yine olmadı, yine beceremedim taraf
olmayı. Ne demokrasi, özgürlük diyen ve darbe çağrısı yapan insanları samimi
bulurum; ne de sorumlu olduğu insanların canlarına kastedecek kadar gözü dönmüş
bir insanı…
Esenlikle...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)