Orijinal ismiyle “La
Habitacion De Fermat” İngilizceye “Fermat’s Room” Türkçe’ye ise “Kapan” olarak
çevrilmiş. İspanyolca orijinalinden İngilizce alt yazılı olarak izlemek
istediğim filmi teknik sebeplerden dolayı Türkçe dublajlı izlemek zorunda kaldım.
Başta böylesi daha iyi olur çok fazla matematiksel-teknik konuşurlarsa alt
yazıyı yakalayamayabilirim diye düşünmüştüm ama beklediğim kadar karmaşık bir
söz dizimleri yoktu. Filmin genel özetini her yerde bulabilirsiniz, 4 tane
matematikçi bir odanın –hatta bir tuzağın- içinde ve buradan kurtulmak için
bazı problemleri çözmeleri gerekiyor.
Dikkat! Afişten sonrası spoiler!
Buradan sonrası Spoiler!
Öncelikle belirtmem
gerekir ki sorulan sorular öyle beklediğim kadar zekice değildi. İlk başta 4
matematikçiyi ölçmek için sorulan bir sıralama sorusunun “alfabetik sıra”
çıkması ilginçti ama Türkçe dublajın gazabına uğradığım için bu şifreyi çözemedim
haliyle. (Sıralama 5-4-2-9-8-6-7-3-1 yani
cinco-cuarto-dos-nueve-ocho-seis-siete-tres-uno şeklindeydi. Türkçe olsaydı
6-1-5-9-4-2-8-3-7 yani altı-bir-beş-dokuz-dört-iki-sekiz-üç-yedi olmalıydı.
Özellikle yazdım dizi aklımızda olsun azıcık belki bi yerde karşımıza çıkar
tanırız J )
4lü ekibimiz odanın
içindeyken cep bilgisayarı vasıtasıyla onlara sorulan soruların çoğu ilkokuldan
beri boş derslerde ya da serbest etkinlikvari derslerde öğretmenler tarafından
öğrencilere yöneltilen hatta daha kişisel bir değerlendirmeyle amcamın ben
küçükken bayramlarda muhabbet olsun diye bana sorduğu ve artık benim ezbere
bildiğim sorulardandı. Odanın içindeki ampülü hangi anahtarın yaktığı,
öğretmenin çocuklarının yaşları, kum saatlerinden zaman hesabı, doğrucu ve
yalancı köyün insanları hep bilindik sorulardı. İlk soru yani şeker sorusunu
daha önce aynı şekilde duymamıştım ama farklı versiyonlarını pek çok gazetenin Pazar
bulmaca ekinin zeka soruları kısmında bulabilirsiniz.
Geriye –yanılmıyorsam-
tek bir soru kaldı. 1 ve 0 lardan oluşan 169 sayılık bir dizinin ne anlama
geldiği. Sayıların 1 ve 0 olması bana hakkında hiçbir şey bilmediğim bilgisayar
programlama dilini hatırlattı-bildiğim tek şey 1 ve 0ların kullanıldığı.
Muhtemelen onunla alakalıdır derken domino taşlarıyla olay çözüldü. Sanırım
gerçekten de onunla alakalıydı yani eğer yanlış hatırlamıyorsam bilgisayardaki
resimlerin de 1 ve 0dan oluştuğunu duymuştum. O da sadece 2 karakterden oluşan
bir kafatasıydı. Sanırım diğerleri arasında en ilginç soru buydu.
Soruları bu kadar
küçümsedikten sonra itiraf etmeliyim ki filmde benim için karanlık kalan epey
nokta oldu. Her filmden sonra yaşarım bunu. Yönetmen eğer filmdeki her noktayı net
bir şekilde suratıma çarpmamışsa –ki genelde çarpmazlar- benim için o film anlaşılamaz. Yani ben bir
şeyler anlarım ama gerçekten yönetmen benim onu mu anlamamı istedi bir türlü
emin olamam. Mesela Pascalın o odada olmasının sebebi neydi? İlk başta
kendisinin kurban olduğunu düşündü ama bunu ona düşündüren Fermatın ceketini
odada unutmasıyla düşen cüzdanın içindekilerdi. Ki sonradan anladığımız
kadarıyla Fermat ceketini bilerek düşürmemişti,zaten onun olayla bir ilgisi de
yoktu, sadece kurbandı. Yani Pascalın o odada olma sebebi odadaki herkesi
kendisinin kurban olduğuna dair inandırması olamaz. Ya da cüzdan olayından
başka ipuçları ile de odadakiler aynı sonuca ulaşabilirler miydi? Emin değilim.
Diğer bir nokta ise
Fermat(gerçek Fermat)ın planının tam olarak ne olduğu. Filmin sonunda tüm
hikayeyi öğrenip Fermatın neden onları öldürmeye çalıştığını anlıyoruz. Hatta
kendine kaçmak için bir delik de yapmış. Eğer genç adam tarafından etkisiz hale
getirilmeseydi muhtemelen kaçarak kurtulacaktı. Fakat buradaki karanlık nokta
Fermatın genç adamın teoremi çözmediğini bilip bilmediğiydi. Belki de tek
isteği onu ölümle korkutarak bunu itiraf ettirmekti.
Aslında aklıma takılan
küçük bazı noktalar daha var ama uzatmak istemiyorum artık. Her şeye rağmen
izlenesi bir film!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder